Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Halil Cibran
İşte Bizler…
Anne ve babaların biz çocuklarına yapabilecekleri en büyük hatalardan biri... Bizi düşünceleriyle, davranışlarıyla kendileri gibi yapma çabası bir nevi hükmediş ben böyleyim, sende öle ol, böle düşün… Farkında olmadan bunu yapan anne ve babalar ne yazık ki ne kadar iyi bir insan yetiştirdiklerini düşünseler bile ki yetişen ne kadar iyi olursa olsun şu bir gerçek ki böle çocukların en büyük sorunları güvensizlik oluyor. Kendine güveni olmadan yetişen bir çocuk bu hayatın içinde nerede durur bunu hiç düşünmüyorlar. Kendi kişiliğini bulmaya çalışan bir genç; anne ve baba baskısıyla (söyle yap, söyle dur, sus sen bilmezsin, dur sen yapamazsın gibi…) tuhaf bir döngünün içine girer ve nerede ne yapacağını bilmeyen bir kişiliğe sahip olur... Bu hayatımızda var olan bir gerçek olmasının yanında özellikle Türk aile yapısında çok sık rastlanan bir durum; çocuklarını bir birey yerine koymama ve onun söylediklerini ciddiye almama sen bilmesin suslarla çocuğu geçiştirme… Bizler yaş kemale erdimi ailelerimizin gözünde birey olabiliyoruz. İzlenimlerime göre yurt dışında bu olay bizimkinden daha farklı; onlar çocuklarını küçük yaştan beri bir birey yerine koymaya başlıyorlar ve bunun orta noktasını bize nazaran daha iyi bulabiliyorlar. Bundan dolayı da çocuklar hayatın gerçeklerini gördükleri zaman ve yalnız kaldıklarında sudan çıkmış balığa dönmüyorlar. Kendi düşüncelerini daha erken yaşta buluyorlar. Baktığımız zaman bizde de çocuğunu belli bir yaşta birey yerine koyan aileler var ve nedense işin cıvığını çıkarıyorlar. Demek ki bu konuda orta noktayı bulmak gerçekten önemli zaten bir çocuk dünyaya getirip onu yetiştirmek ciddi anlamda bilgi isteyen bir durum olduğunu düşünüyorum. Bir çocuğa nasıl davranılır? Gençlik dönemine girmiş bir çocuğa nasıl davranılır? En can alıcı soru neden çocuk doğurmak isteriz? Kendimizden bir tane daha olsun diye mi? Bunlar ciddi sorular… Gerçi bu konuda yeni nesil çocukları daha şanslı artık anneler ve babalar çocuğumuz oldu diyip sadece onu büyütmüyorlar artık ebeveynler bu konuda daha araştırmacı. Çocuklarına karşı davranışlarında daha düşünceli ve daha onları anlama yolundalar yani eski yanlışlar zamanla siliniyor. Bu çok ciddi bir durum çocuklar kendi içlerinde büyürken kişiliklerine karar verirken onları iyi ya da kötü manada kendi düşüncelerini dikta ettirmeye çalışan ebeveynler çok kafa karıştırıcı oluyor. Buda kendini tamamlamaya çalışırken onların döngüsünde eksilmelerine yol açıyor. Şöyle de bir gerçek var ki bir çocuk ne olacaksa oluyor iyi veya kötü bunu hiç kimse değiştiremez. Bir anne baba neden çocuk ister onun küçük elleri ve ayakları için mi? Ya da başka bir bakış açısıyla benim canımdan, kanımdan ve ben nasıl istersem öyle olacak düşüncesiyle mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder